Ben Bir Kediyim

Ben Bir Kediyim

24 Ocak 2011 Pazartesi

Beni yine ağlatıyorlar baba...

Ben babamı hiç sevmedim.

Çünkü o hiç baba olmadı.
Hayatımın çeyreğindeyim henüz.

Doğdum, büyüyorum ve sonra yaşlanacağım. Tüm kendimi bildiğim evrelerde yanıbaşımda bir tek annem vardı. Ve eminim ki el verdiğince ömrü, hayatımın kadını olarak yine başucumda olacak.

Kendimi hiç ezik hissetmedim, taa ki büyüyene kadar. Büyüdükçe, tüm tanıdığım arkadaşlarımın babalarına daha da hayran hale geliyorlardı çünkü. Onların hayranlık seviyesi arttıyor benimse nefretim.

Babamla ilgili tek bir anım yok. Benim elimden tutup, parklara götürüp o tozlu salıncaklarda sallayan bir babam olmadı.

Onun hakkında da çok kelime etmeyi hiç sevmedim taa ki gençlik hatalarımın bedelleri can yakmaya başlayana kadar. Hep ona benzerleri sevdim.

Çapkın genç bir kadın oldum baba. Hani şu akıllı gibi geçinenler var ya, onlardanım ben aslında. Ve bedellerini ödüyorum kanırta kanırta. Acıya acıya yüreğim de kalmadı biliyor musun? Çok acıtıyorlar canımı..
Öyle adamlar oldu ki hayatımda, emindim senin sevdiğinden daha çok sevdiler beni; daha çok dokundular minik ellerime.
Sen olsaydın farklı olurdu belki diyorum. Ben bu kadar savunmasız ve iradesiz olmazdım belki. Belki de ne yaparsam yapayım dolmayan boşluklarım olmazdı.
Sen benim ilkokul sevincimden, ilk aşk heyecanıma ortak olamayan yegane adamdın. Neden baba? Neden!
Her yanına geldiğimde kalbim ağrıyordu benim. Dokunsaydın ya tam üzerine.
Belki de bir sevişmenin ertesinde bakıyordu gözlerim yüzüne, beni hiç ama hiç tanımadığın için anlayamamana hiç şaşırmadım.
Hep sana benzer insanları sevdim. Ne kadar hayvaniyseler o kadar çok sevdim. Kendimden ödün verdim. Senin boşluğunu şişeler ve onlarca adam... Senin sarıldığın gibi sarılmadı kimse bana. Sarılmadı diyorum da, ben senin bana sarılışını bile bilmiyorum.
Saçlarımı okşayan adamlar vardı hep.
Yalandan sevişmelerin ardından gamzeme dokunan bir el hep mevcuttu, senin ellerin haricinde.
Hıçkırarak ağladığım geceler oldu benim.
Senin aklının ucundan geçmediğim geceler.
Hep senin gibi insanları sevdim. Ne kadar değer vermedilerse o kadar sevdim baba. Ortak noktanız çoktu, acıtmayı, harcamayı seviyordunuz. Siz acıttıkça ben güçlendim, siz düşürdükçe ben kalktım yeniden.
Seviştikten sonra hiçbir şey olmamış gibi yapan bir adamıı seviyorum mesela şimdilerde. Ne kadar ironik bir hayatım var!
Senin gibi duygusuzun teki.. Gözlerine melul melul bakıyorum. Anlamıyor.
Yeri gelmişken anlatayım; geçen gece birlikteydik. Çok ilginçtir ki (!) seviştik. Yattı uyudu, uyandı. "Ben gidiyorum." dedi.
"Gitme." dedim sustu..
Hatırlarsın, senin yanında olduğum zamanlarda da gözlerim öyle bakardı. Sırf biraz daha vakit geçirebilmek adına içimden çığlıklar kopardı, yalvarırdı. Gitmeseydin keşke baba.
Gitmedi, kaldı.
Yanıma uzandı. Saatler sonra bana güzelce gözdağı veren bir konuşma yaptı.
"Bak hayatım, ben kendimden başka kimseyi sevmem. Sevemem. Benim de yapım bu. Değer verdiğim zaman nankörlüğü hazmedemiyorum. Dürüstlük benim için önemlidir."
Nereye bağlayacak diye bekliyordum salakça. İlk cümle özetliyordu işte: SEVME BENİ!
Elimde miydi?
Sana karşı barındırdıklarım, şimdilerdeki zırhım. O kadar kalın, o kadar delinmesi zor ki. Kendimi kimselere dökmüyorum.
"Gitsene" dediğimde "Gidemem çünkü gidersem üzülürsün dedi.
"Sen beni üzemezsin, sen beni üzebilecek niteliklere sahip değilsin. Sen benim, birlikte olduktan sonra nasıl olduğumu merak etmeye lüzum duymamış bir insansın, ne kadar üzebilirsin ki beni...."
Bunlar dökülürken dudaklarımdan, sırtım ona dönük, yastığa gömülüydü yüzüm. Dolayısıyla gözlerimden süzülen yaşları görmedi. Beni hiç tanımadığı için, sesimin titremesine de mana veremedi...
Bir kadın daha ölüverdi orada.
Senin beni hatırlamanı beklediğim gibi, onun da hatırlamasını bekliyorum ezikçe. Çok acıyorum bazen kendime.
Seni yaşarken öldürdüm ben içimde, şimdi o öldüğün yerde başka başka kadınlar yetiştiriyorum. Seni özlemiyorum çünkü...
Senin zamanında beni kendinden koruyamadığın gibi, şimdi de koruyamıyorsun.
Hoş..


Dünyanın batağına en az senin batacağın kadar battım.

Aramıza koridorlar girene kadar sen benim büyüdüğümü de görmedin. Aslında yine hiçbir şey değişmedi biliyor musun?


Beni yine ağlatıyorlar baba, ben yine aşık oluyorum. Sen yine benim sevda masallarımı dinleyemiyorsun.

Dostları Olmalı İnsanın !!!

Dostları olmalı insanın,
Aynen gemilerin limanlari gibi
Zaman zaman uğradığın
Yükünü boşalttığın
Dalgalar dininceye kadar beklediğin koynunda
Sonra açık denizlere uğurlamalı seni,
Geri döeceğin Günü bekleme umuduyla
Bazen rüzgara o açmalı yelkenini
Yanağına konan bir öpücüğün coşkusuyla
Halatlarını çözmeli
Seni çok ama çok özlemeli
Dostları olmalı insanın,
Ermiş, bilge, hayatı ezbere okuyabilen
Düşünmediklerini düşündüren
Seni bir cambaz ipinde güvenle tutabilen
Gerektiginde senin için ateşi yutabilen
Yolunu ısıtan ustan olmalı,
Şekillendirmeyi öğretmeli hayatın çömleğini
Sana verebilmeli soğuk bir kış gününde
Üzerindeki tek gömleğini.

Dr. Oğuzkan Bölükbaşı

19 Ocak 2011 Çarşamba

Athena - Arsız Gönül

İnsanlara k(g)ötümüzü göstermeyelim !!!

           Benim hala çocuk kalbim var...
           Dışarıdan bakılınca bana sert, olgun, birçok şeyi sindirmiş ve hatta suratsız hatunmuş gözüyle bakarlar... Ama bu gerçek değil. Gerçek olan kalbimin hala çocuk olması. Hala miniminnacık şeyler üzülüp, kalbimin had safhada kırılması...
           Birgün, çok yakın olmayan bir erkek arkadaşımla şöyle bir konuşma geçti aramızda:
- Ya Burcu, beni senin gibi biriyle tanıştırırmısın?
- Nasıl benim gibi (saf saf)
- Yani şöyle ki, öyle herşeyi kafaya takmayan, sürekli gülümseyen, cıvıl cıvıl eğlenceli bir kızla...
- Ne yani ben ordan bakınca gerçekten öylemi görünüyorum ??
- !!!... Eeee evet...
- ???!!!.....

            Evet, dışarıdan tamda tarif ettiği gibi görünüyomuşum. Bunu bir kaç kişide teyit etti çünkü !!!
Dışarıdan, dış dünyadan, o acımasız, bencil, egosu yüksek, bceriksiz, yalancı ve boktan insanlardan kendimi koruma yolumu bulmuşum meğer. E bilemiyosunuz tabi iyi bişeymi yapmışım, yoksa kötü bişeyi ?? 
Sanırın hala canıımı yakabiliyorlarsa, kötü bişi yapmışım... Evet, kesinlikler kötü bişi bu...
İnsanlara  k(g)ötümüzü göstermeyelim diye hemde...

The Black Eyed Peas - I Gotta Feeling

18 Ocak 2011 Salı

BİLDİĞİN KADINLARDAN DEĞİLİM..

Bildiğin Kadınlardan Değilim!
Naz yapmayı ömrüm boyunca öğrenemedim. Kadının hası naz yapar. Bana zaman zaman komik gelir ama kadında iyi durur laf aramızda. Bir türlü üstüme giyemediğim bir elbise gibidir naz benim. Sahte bir edayla yapıldığında, dışarıdan ne kadar avam durduğunu bildiğimden, hiç denemedim.

Kendi işimi kendim hallederim. Tırnağım varsa başımı kaşırım. Ampul de takarım, eve telefon hattı da çekerim. Kavanoz kapağı açmanın bin bir yolunu bilirim. Matkapla duvar delebilir, modüler mobilyaları kendim birleştirebilirim.

Çalışır kazanırım, kimseden medet ummam. Kiramı da öderim, faturamı da, haftada bir gidip sevgiliye sulanmam. Tek taşı da severim, tek bir dal çiçeği de; etiketine bakmam hediyenin. Altın alsan, ertesi gün gidip kuyumcudan fiyatını sormam. Gönlünün gramına bakarım kaç külçe eder diye; gerisi bana nafile!

Elbise değiştirir gibi sevgili değiştiremem. Her gidenin ve her gelenin ruhumdan çalacaklarını bilirim. Biten aşklarımı değerli kılarım, yaşadıklarımdan gurur duyarım. Aşkı yaşadığım gibi yaşarım ayrılığın acısını. Çivi çiviyi sökmez bende, çekici olmayan çivinin işe yaramayacağını bilirim.

Gün içinde yüz kere aramam. Sürekli mesaj atıp, cevap verecek misin diye bakamam. Yaşım 30’a yaklaşırken, çocuklar gibi detektifçilik oynayamam. İhanette dayanamam ama cebini de karıştırmam. O kadar güvenmiyorsam, ayrılırım. Bir daha da dönüp bakmam.

Bildiğin kadınlardan değilim, yüreğim yorgun benim. Barını da, cazını da, çok önceleri yeterince gezdim. Her gece sokaklarda dolaşamam. Huzur ararım aşkın içinde, şehvetini de, tutkusunu da başka türlü tadarım.

Saçma kıskançlıklar yapamam. Zor kadını oynayıp, dürüstlükten şaşamam. Aklımdaki dilimdedir; derdim varsa konuşarak çözerim. Kelimelerim değerlidir, boş yere çene çalamam.

Adam olana adam gibi davranırım. Namertle vakit harcayamam. Sen düşersen tekme atmam; ya senle düşerim, ya kaldırırım, arkamı dönüp kaçamam.

Ben senin bildiğin kadınlardan değilim. İstediğin oyunsa, ben onları çoktan unuttum, oynayamam. Bir aşkı tanırım ve yaşarım doludizgin, bir de sevene sahip çıkarım. Saygı duyarım her yaşama ama taşıyamayacaksan seni de adama diye koluma takamam.

Yaşam yolunda seferiyim. Haritamı kendim çizerim. Katılacaksan yolculuğuma ne ala, seni her şeyimle severim. Aklım erkek gibi çalışır, kalbim kadın benim. Başaramayacaksan hiç yolumda durma; ben senin bildiğin kadınlardan değilim!